Türkiye'De Ilk Arkeolojik Kazılar Nerede Başladı ?

Delal

Global Mod
Mod
Türkiye'de İlk Arkeolojik Kazılar Nerede Başladı?

Arkeoloji, geçmiş medeniyetleri, yaşam biçimlerini, kültürel mirası anlamak ve geleceğe aktarmak adına oldukça önemli bir bilim dalıdır. Türkiye, tarihsel açıdan oldukça zengin bir coğrafya olması nedeniyle arkeolojik kazılar açısından büyük bir öneme sahiptir. Peki, Türkiye'deki ilk arkeolojik kazılar nerede ve nasıl başladı? Bu sorunun cevabını ararken, aynı zamanda Türkiye'nin arkeolojiye olan ilgisinin nasıl geliştiğini de incelemek faydalı olacaktır.

Türkiye'de İlk Arkeolojik Kazılar Nerede Yapıldı?

Türkiye’deki ilk arkeolojik kazılar, 19. yüzyılın ortalarında başlamıştır. İlk kazı, 1860’lı yıllarda, Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılmıştır. Ancak bu kazıların çoğu, yabancı arkeologlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bunun başlıca örneği, 1868'de başlatılan ve ünlü Antik Yunan kenti olan Hattuşaş'taki kazılardır. Hattuşaş, Hititler'in başkenti olarak bilinir ve bölgeye dair bilgiler, arkeolojik kazılarla büyük ölçüde aydınlatılmıştır.

Hattuşaş’taki kazılar, Türk arkeolojisinin temellerinin atılmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu kazılar, aynı zamanda Anadolu’daki eski uygarlıkların varlığını tüm dünyaya duyurmuş, bilim camiasının ilgisini Anadolu’ya çekmiştir.

Türkiye'deki İlk Kazıları Kimler Yapmıştır?

Türkiye’deki ilk arkeolojik kazıları başlatan isimlerden biri, Charles Texier’dir. Fransız bir araştırmacı ve arkeolog olan Texier, 1830’lu yıllarda Anadolu'da gezilere çıkmış ve bazı bölgelerde araştırmalar yapmıştır. Ancak, bu kazıların çoğu daha çok keşif amaçlıydı ve gerçek anlamda bilimsel kazılar oldukça geç başlamıştır.

Osmanlı döneminde ise ilk sistemli kazıyı başlatan isimlerden biri Sir Austen Henry Layard’dır. 1840'larda, Mezopotamya'nın kuzeyinde bulunan Ninova ve Kalhu bölgelerinde kazılar yaparak, antik Asur uygarlığına dair önemli buluntular elde etmiştir. Türkiye'de de 1860'larda Hattuşaş ve çevresinde başlayan kazılar, bu bilim dalının gelişiminde önemli bir kilometre taşı olmuştur.

Türkiye'deki Arkeolojik Kazıların Gelişimi

Türkiye'deki arkeolojik kazıların gelişimi, özellikle Cumhuriyet dönemiyle hız kazanmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, devletin arkeolojik alanlara olan ilgisi artmış, bunun sonucunda birçok kazı ve araştırma çalışmaları başlatılmıştır. 1920’lerde Ankara’da yapılan kazılar, Türk arkeolojisinin modern anlamda ilk adımlarını atmasına olanak sağlamıştır.

Bununla birlikte, Çatalhöyük ve Troya gibi tarihi alanlar da Türk arkeolojisinin önemli merkezlerinden olmuştur. Çatalhöyük, günümüzden yaklaşık 9 bin yıl öncesine ait bir höyüğün kazılarla gün yüzüne çıkarılmasını sağlamış ve tarih öncesi döneme dair yeni bilgilerin edinilmesine yol açmıştır. Troya ise, antik Yunan efsanelerinde adı geçen Truva Savaşı'nın yapıldığı yer olarak bilinir ve kazıları, hem Türk arkeologları hem de yabancı bilim insanları tarafından yapılmıştır.

Türkiye’deki Arkeolojik Kazıların Önemi

Türkiye’nin arkeolojik alanları, dünya çapında büyük bir öneme sahiptir. Anadolu, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu sebeple, Türkiye’deki arkeolojik kazılar, hem Türk tarihinin hem de dünya tarihinin anlaşılması açısından oldukça önemlidir. Özellikle Hititler, Frigler, Urartular, Grekler, Roma ve Bizans gibi büyük medeniyetlerin izlerinin bulunduğu bu topraklar, tarihsel bilgi açısından çok zengin bir yapıya sahiptir.

Arkeolojik kazılar, sadece tarihsel bilgiler sunmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma anlamında da kritik bir rol oynar. Türkiye’de yapılan kazılar, bir yandan geçmişi anlamamıza yardımcı olurken, diğer yandan bu mirası korumamıza da olanak sağlamaktadır.

Türkiye’deki Arkeolojik Kazılar Ne Zaman ve Nerede Yapılmaya Başladı?

Türkiye’deki arkeolojik kazıların başladığı dönemin en belirgin örneği 19. yüzyıl ortalarına dayanır. Bu dönemde yapılan kazıların sayısı artmış, yerli arkeologlar da kazılara katılmaya başlamıştır. Özellikle Cumhuriyet dönemi, arkeolojik kazıların sistematik bir şekilde yapıldığı ve Türk arkeologlarının ön plana çıktığı bir dönem olmuştur. Bu dönemde, bir yandan devlet destekli kazılar yapılırken, diğer yandan yabancı arkeologlarla işbirlikleri de artmıştır.

Bugün, Türkiye’nin dört bir yanında kazılar yapılmaktadır. En bilinen ve kapsamlı kazılardan bazıları şunlardır: Çatalhöyük, Troya, Hattuşaş, Göbeklitepe, Perge, Efes, Milet, Aspendos. Bu kazılar, hem Türkiye'nin tarihsel mirasına ışık tutmakta hem de arkeoloji biliminin gelişimine katkı sağlamaktadır.

Türkiye’de Arkeolojik Kazılara Yabancı Katılımı

Türkiye'deki ilk arkeolojik kazılara büyük ölçüde yabancı araştırmacılar katılmıştır. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine, hatta Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar devam etmiştir. Yabancı arkeologlar, Türkiye'nin tarihi bölgelerinde kazılar yaparak buluntuları kendi ülkelerine götürmüşlerdir. Bunun örneklerinden biri, Troya kazılarında yaşanmıştır. Kazıların başında, Alman arkeolog Heinrich Schliemann yer almıştır. Schliemann, 19. yüzyılın sonlarında gerçekleştirdiği kazılarla Troya'nın varlığını kanıtlamış ve bu antik kenti gün yüzüne çıkarmıştır.

Zaman içinde Türkiye’de arkeolojik kazılara yabancıların katılımı devam etmiş olsa da, Türk arkeologlarının rolü giderek artmış ve bu kazılar yerli bilim insanları tarafından sürdürülen projelere dönüşmüştür.

Sonuç

Türkiye’deki ilk arkeolojik kazılar, 19. yüzyılın ortalarına dayanmaktadır. Bu kazıların çoğu, yabancı araştırmacılar tarafından gerçekleştirilmiş, zamanla Türk arkeologları da bu alanda önemli bir yer edinmiştir. Türkiye'nin tarihsel zenginlikleri, arkeolojik kazılar sayesinde gün yüzüne çıkmakta, hem Türk tarihinin hem de dünya tarihinin anlaşılmasına büyük katkılar sağlanmaktadır. Arkeolojik kazıların sadece tarihsel bilgi değil, kültürel mirasın korunması açısından da büyük bir önemi vardır. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yapılan kazılar, bu toprakların geçmişine dair derin izler bırakmaya devam etmektedir.