Putin: “Sınırsız olasılıklar”: Putin-Xi Jinping zirvesinin ana sonuçları

QAvvap

New member


MOSKOVA: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Pazartesi ve Salı günleri yakından izlenen iki günlük görüşmeler için Çin lideri Xi Jinping’i ağırladı.
İşte Putin-Xi zirvesinden beş önemli nokta:
Kremlin’deki iki günlük görüşmelere gösteriş ve koşullar hakim oldu. Putin ve Xi, iki ülke arasındaki ilişkide “yeni bir dönemi” selamladı. Rus lider, ikili işbirliğinin “gerçekten sınırsız olanaklara ve beklentilere sahip olduğunu” söyledi ve görüşmelerin ardından düzenlenen bir devlet yemeğinde Rus ve Çin halkının “refahı” için kadeh kaldırdı.
Zirve, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Ukraynalı çocukları “yasadışı bir şekilde sınır dışı etmesi” nedeniyle Rus lider hakkında tutuklama emri çıkardığını açıklamasından birkaç gün sonra, uluslararası tecrit edilmiş Putin için bir darbe olarak görüldü.
Çinli analist Alexander Gabuev, Lahey’deki mahkeme tarafından çıkarılan tutuklama emrinin yalnızca Çin’in Rusya üzerindeki etkisini artırdığını söyledi.
Carnegie Endowment for International Peace kıdemli üyesi Gabuev, “Xi Jinping, Putin’le tanışmaktan utanamaz ve karar Xi’nin Kremlin’deki ‘en iyi arkadaşını’ cebe indirecektir” dedi.
Xi çatışma konusunda diyalog çağrısında bulunurken, Putin Çin’in Ukrayna için yürüttüğü barış girişimini övdü ve bunun hem Kiev hem de Batı hazırsa gelecekteki bir çözümün temelini oluşturabileceğini söyledi. Rus lider, “Ancak şimdiye kadar kendi açılarından böyle bir isteklilik görmedik” diye ekledi.
İki lider, “tüm ülkelerin meşru kaygılarına saygı gösterilmesinin” önemli olduğunu belirten bir bildiriye de imza attı.
Açıklamada, Ukrayna’daki çatışmanın kontrolden çıkmasının önlenmesinin önemi vurgulandı.
Açıklamada, “Taraflar, krizin daha da kötüleşmesini önlemek için gerginliğin tırmanmasına ve düşmanlıkların uzamasına katkıda bulunan tüm adımlara son verilmesi çağrısında bulunuyor.”
Putin ve Xi imzalı açıklamada, iki ülkenin NATO’nun Asya’daki artan varlığından endişe duyduğu ve Washington’u küresel güvenliği “baltalamakla” suçladığı belirtildi.
İki ülke, “Taraflar, ABD’yi tek taraflı askeri avantajını güvence altına almak için uluslararası ve bölgesel güvenlik ile küresel stratejik istikrarı baltalamayı bırakmaya çağırıyor.”
Görüşmelerin ardından gazetecilere konuşan Xi, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olarak Moskova ve Pekin’in çok kutuplu bir dünyayı teşvik edeceklerini, gıda ve enerji güvenliğine katkıda bulunacaklarını söyledi.
Xi, Çin-Rusya ilişkilerinin “modern dünya düzeni ve insanlığın kaderi” için önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
Moskova ve Pekin, düzenli olarak ortak askeri tatbikatlar yapacaklarını ve silahlı kuvvetleri arasındaki işbirliğini hızlandıracaklarını söylediler.
Batı yaptırımları arasında enerji arzını Rusya’dan Asya’ya kaydırmaya çalışan Putin, Moskova’nın Pekin’in enerji kaynaklarına yönelik “artan talebini” karşılayabileceğini söyledi.
Rus doğal gazını Moğolistan üzerinden Çin’e gönderecek olan Sibirya’nın Gücü 2 doğal gaz boru hattı üzerinde anlaşmaya varıldığını söyledi.
Rus enerji devi Gazprom Salı günü yaptığı açıklamada, mevcut Sibirya Gücü boru hattı aracılığıyla Çin’e sevk edilen gaz hacminde günlük rekor seviyeye ulaştığını söyledi.
Rusya, Moskova’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle çok sayıda benzeri görülmemiş Batı yaptırımlarıyla kuşatıldı ve Putin, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini genişletmenin Rusya için bir “öncelik” olduğunu söyledi.
İki lider, 2030 yılına kadar kilit ekonomik işbirliği alanlarının geliştirilmesine ilişkin bir bildiri imzaladı. Putin, özellikle tarım alanında işbirliğine vurgu yaptı ve Rusya’nın Çin’e et ve tahıl tedarikini artırmaya hazır olduğunu söyledi.
Ayrıca, güçlerini birleştirerek iki ülkenin BT ve yapay zekada dünya lideri olabileceğini söyledi.
Putin ayrıca Rusya’nın Asya, Afrika ve Latin Amerika ile ticarette Çin yuanını kullanmaktan yana olduğunu söyledi.
Xi, “Başkan Putin ve ben kapsamlı üst düzey planlamayı hızlandırma, enerji ve kaynak ticaretini artırma konusunda anlaştık” dedi.
Rusya’nın güçlü ilgisine rağmen, analistler ilişkinin sınırları olacağı konusunda uyardılar.
Ekonomik danışmanlık şirketi Macro-Advisory, “Başkan Xi, ülkenin Batı ile ilişkileri pahasına Çin’i Rusya ile aynı hizaya sokmayı bırakacak” dedi.