Aylin
New member
BİM Boykot Listesinde mi? Bir Mahalle Sohbetinden Doğan Hikâye
Herkese selam. Dün akşam bizim mahallede çok ilginç bir sohbet döndü. Bir kahvehanede başlayan muhabbet, karşı apartmanın balkonuna, oradan market alışverişine kadar yayıldı. Konu da şu meşhur soru: “BİM boykot listesinde mi?”
Aslında sıradan bir akşam gibi başlamıştı. Fakat işin içine kadınların empatisiyle erkeklerin çözüm arayışı girince, ortaya tam anlamıyla roman tadında bir tartışma çıktı. Gelin size o akşamı olduğu gibi anlatayım.
---
Kahvehanede Başlayan Merak
Mahallenin erkekleri kahvede oturuyordu. Masanın üzerinde tavla zarları, çay bardaklarının buharı, bir de gazete sayfaları… Mehmet abi lafa girdi:
“Arkadaşlar, şu boykot meselesi kafamı kurcalıyor. BİM de var mı listede? Eğer varsa, aile bütçesini de, mahalle ekonomisini de yeniden düşünmemiz gerek.”
Yan masadaki İsmail, stratejik bir edayla başını salladı:
“Bakın, mesele sadece BİM değil. Eğer boykot edilecekse, hangi ürünleri nereden alacağımızı planlamamız lazım. Kimin şirketi hangi ülkeden, hangi markanın sahibi kim, bunları bilmek gerek. Yoksa tepki göstermenin de bir anlamı kalmaz.”
Kahvede hemen bir strateji masası kuruldu. Erkekler ellerinde kalem, kağıt, markaların isimlerini yazıyor, kökenlerini araştırmaya çalışıyordu. Herkesin kafasında birer çözüm planı…
---
Balkon Sohbetinde Kadınların Empatisi
O sırada karşı apartmanın balkonunda kadınlar çamaşır asarken aynı konu dönüyordu. Elif, komşusu Hatice’ye seslendi:
“Benim küçük kız geçen gün ağladı. ‘Anne, neden artık o çikolatayı alamıyoruz?’ diye. Kalbim parçalandı vallahi.”
Hatice, ipteki çamaşırı sıkıca mandallarken iç çekti:
“Ben de çocuklara anlatmaya çalışıyorum. ‘Bakın, biz tüketmezsek belki bir şeyler değişir, haksızlıklara ses oluruz’ diyorum. Ama onların dünyasında sadece o çikolatanın tadı var. Empati yapınca anlıyorsun ki mesele sadece biz değiliz, çocukların da duyguları var.”
Kadınların konuşmasında matematik yoktu, strateji yoktu. Daha çok hissiyat, paylaşım ve birbirini anlama vardı.
---
Marketin Önünde Karşılaşma
Ertesi gün herkes marketin önünde toplandı. Mahallenin yarısı ellerinde alışveriş listeleriyle beklerken, diğer yarısı içeriden çıkanları gözlemliyordu.
Mehmet abi öne atıldı:
“Arkadaşlar, net bilgi lazım. BİM gerçekten boykot listesinde mi, değil mi? Bu işin ortası olmaz. Eğer listede değilse içeri girip alışverişimizi yaparız. Ama listede ise, tavrımızı ortaya koyarız.”
O anda Elif dayanamayıp söze girdi:
“Mehmet abi, mesele sadece net bilgi değil. Bizim çocuklara, eşlerimize, ailemize de anlatmamız gerekiyor. İnsanların duygularını hiçe sayarak alınacak bir karar, kimseyi mutlu etmez.”
İsmail, kollarını kavuşturdu:
“Elif abla, duygular önemli, doğru. Ama sonuç odaklı olmazsak, çabamız boşa gider. Boykot sadece hislerle yürütülemez, plan ve strateji lazım.”
Bir anda kadınların empatisiyle erkeklerin çözümcülüğü çatışmaya dönüştü. Ama bu çatışma, tartışma değil, tamamlayıcı bir konuşmaydı aslında.
---
Çocukların Sesini Duyan Kalpler
Tam o sırada küçük Ayşe elinde bozuk paralarla annesinin eteğine yapıştı:
“Anne, ben sakız alabilir miyim? Sadece bir tane…”
Herkes sustu. O küçük çocuğun gözlerindeki masumiyet, bir anda konunun asıl merkezini ortaya koydu. Boykot listeleri, markalar, ülkeler, stratejiler… Ama en önemlisi insanların hayatına dokunan küçük anlar, duygular.
Hatice hafifçe eğildi ve kızının saçlarını okşadı:
“Bak yavrum, bazen küçük şeylerden vazgeçmek büyük şeyleri değiştirebilir. Biz biraz sabredersek, belki dünyada daha güzel şeyler olur.”
Kadınların empatik yaklaşımı, erkeklerin stratejisini yumuşatıyordu. Erkekler plan yaparken, kadınlar o planın insan tarafını hatırlatıyordu.
---
Sonuç: Ortak Bir Yol
Günün sonunda mahallede karar şöyle alındı:
Erkekler markaların listesini hazırlayacak, stratejik bilgileri toplayacak. Hangi ürünün alternatifi varsa, en ucuz ve en erişilebilir olanı belirlenecek. Kadınlar ise bu bilgiyi ailelere nasıl aktaracaklarını, çocuklara nasıl anlatacaklarını, yani işin empati kısmını üstleneceklerdi.
Mehmet abi tok bir sesle konuştu:
“BİM boykot listesinde mi? Evet, bunu netleştireceğiz. Ama mesele sadece bir market değil. Bu iş, dayanışmayı öğrenmekle, duyguları dikkate almakla olur.”
Elif de söz aldı:
“Hepimiz aynı gemideyiz. Strateji de lazım, empati de. Erkekler aklıyla, kadınlar kalbiyle birleşirse, işte o zaman gerçekten güçlü oluruz.”
---
Forum Son Sözü
İşte bizim mahallede geçen hikâye böyleydi. Gördüğünüz gibi “BİM boykot listesinde mi?” sorusu sadece bir alışveriş sorusu değil, aynı zamanda insanların nasıl düşündüğünü, nasıl hissettiğini de ortaya çıkaran bir mesele.
Erkekler çözüm odaklı, hesap kitapla hareket ederken; kadınlar empati ve ilişkiler üzerinden süreci yumuşatıyor. Bir araya geldiklerinde ise hem akıl hem kalp işin içine giriyor.
Sonuç mu? Asıl boykot, bencilliğe ve duyarsızlığa karşı yapıldığında anlam kazanıyor. Ve belki de bu hikâyenin bize anlattığı en önemli şey, hangi listede olursa olsun: dayanışma olmadan hiçbir şey değişmez.
Herkese selam. Dün akşam bizim mahallede çok ilginç bir sohbet döndü. Bir kahvehanede başlayan muhabbet, karşı apartmanın balkonuna, oradan market alışverişine kadar yayıldı. Konu da şu meşhur soru: “BİM boykot listesinde mi?”
Aslında sıradan bir akşam gibi başlamıştı. Fakat işin içine kadınların empatisiyle erkeklerin çözüm arayışı girince, ortaya tam anlamıyla roman tadında bir tartışma çıktı. Gelin size o akşamı olduğu gibi anlatayım.
---
Kahvehanede Başlayan Merak
Mahallenin erkekleri kahvede oturuyordu. Masanın üzerinde tavla zarları, çay bardaklarının buharı, bir de gazete sayfaları… Mehmet abi lafa girdi:
“Arkadaşlar, şu boykot meselesi kafamı kurcalıyor. BİM de var mı listede? Eğer varsa, aile bütçesini de, mahalle ekonomisini de yeniden düşünmemiz gerek.”
Yan masadaki İsmail, stratejik bir edayla başını salladı:
“Bakın, mesele sadece BİM değil. Eğer boykot edilecekse, hangi ürünleri nereden alacağımızı planlamamız lazım. Kimin şirketi hangi ülkeden, hangi markanın sahibi kim, bunları bilmek gerek. Yoksa tepki göstermenin de bir anlamı kalmaz.”
Kahvede hemen bir strateji masası kuruldu. Erkekler ellerinde kalem, kağıt, markaların isimlerini yazıyor, kökenlerini araştırmaya çalışıyordu. Herkesin kafasında birer çözüm planı…
---
Balkon Sohbetinde Kadınların Empatisi
O sırada karşı apartmanın balkonunda kadınlar çamaşır asarken aynı konu dönüyordu. Elif, komşusu Hatice’ye seslendi:
“Benim küçük kız geçen gün ağladı. ‘Anne, neden artık o çikolatayı alamıyoruz?’ diye. Kalbim parçalandı vallahi.”
Hatice, ipteki çamaşırı sıkıca mandallarken iç çekti:
“Ben de çocuklara anlatmaya çalışıyorum. ‘Bakın, biz tüketmezsek belki bir şeyler değişir, haksızlıklara ses oluruz’ diyorum. Ama onların dünyasında sadece o çikolatanın tadı var. Empati yapınca anlıyorsun ki mesele sadece biz değiliz, çocukların da duyguları var.”
Kadınların konuşmasında matematik yoktu, strateji yoktu. Daha çok hissiyat, paylaşım ve birbirini anlama vardı.
---
Marketin Önünde Karşılaşma
Ertesi gün herkes marketin önünde toplandı. Mahallenin yarısı ellerinde alışveriş listeleriyle beklerken, diğer yarısı içeriden çıkanları gözlemliyordu.
Mehmet abi öne atıldı:
“Arkadaşlar, net bilgi lazım. BİM gerçekten boykot listesinde mi, değil mi? Bu işin ortası olmaz. Eğer listede değilse içeri girip alışverişimizi yaparız. Ama listede ise, tavrımızı ortaya koyarız.”
O anda Elif dayanamayıp söze girdi:
“Mehmet abi, mesele sadece net bilgi değil. Bizim çocuklara, eşlerimize, ailemize de anlatmamız gerekiyor. İnsanların duygularını hiçe sayarak alınacak bir karar, kimseyi mutlu etmez.”
İsmail, kollarını kavuşturdu:
“Elif abla, duygular önemli, doğru. Ama sonuç odaklı olmazsak, çabamız boşa gider. Boykot sadece hislerle yürütülemez, plan ve strateji lazım.”
Bir anda kadınların empatisiyle erkeklerin çözümcülüğü çatışmaya dönüştü. Ama bu çatışma, tartışma değil, tamamlayıcı bir konuşmaydı aslında.
---
Çocukların Sesini Duyan Kalpler
Tam o sırada küçük Ayşe elinde bozuk paralarla annesinin eteğine yapıştı:
“Anne, ben sakız alabilir miyim? Sadece bir tane…”
Herkes sustu. O küçük çocuğun gözlerindeki masumiyet, bir anda konunun asıl merkezini ortaya koydu. Boykot listeleri, markalar, ülkeler, stratejiler… Ama en önemlisi insanların hayatına dokunan küçük anlar, duygular.
Hatice hafifçe eğildi ve kızının saçlarını okşadı:
“Bak yavrum, bazen küçük şeylerden vazgeçmek büyük şeyleri değiştirebilir. Biz biraz sabredersek, belki dünyada daha güzel şeyler olur.”
Kadınların empatik yaklaşımı, erkeklerin stratejisini yumuşatıyordu. Erkekler plan yaparken, kadınlar o planın insan tarafını hatırlatıyordu.
---
Sonuç: Ortak Bir Yol
Günün sonunda mahallede karar şöyle alındı:
Erkekler markaların listesini hazırlayacak, stratejik bilgileri toplayacak. Hangi ürünün alternatifi varsa, en ucuz ve en erişilebilir olanı belirlenecek. Kadınlar ise bu bilgiyi ailelere nasıl aktaracaklarını, çocuklara nasıl anlatacaklarını, yani işin empati kısmını üstleneceklerdi.
Mehmet abi tok bir sesle konuştu:
“BİM boykot listesinde mi? Evet, bunu netleştireceğiz. Ama mesele sadece bir market değil. Bu iş, dayanışmayı öğrenmekle, duyguları dikkate almakla olur.”
Elif de söz aldı:
“Hepimiz aynı gemideyiz. Strateji de lazım, empati de. Erkekler aklıyla, kadınlar kalbiyle birleşirse, işte o zaman gerçekten güçlü oluruz.”
---
Forum Son Sözü
İşte bizim mahallede geçen hikâye böyleydi. Gördüğünüz gibi “BİM boykot listesinde mi?” sorusu sadece bir alışveriş sorusu değil, aynı zamanda insanların nasıl düşündüğünü, nasıl hissettiğini de ortaya çıkaran bir mesele.
Erkekler çözüm odaklı, hesap kitapla hareket ederken; kadınlar empati ve ilişkiler üzerinden süreci yumuşatıyor. Bir araya geldiklerinde ise hem akıl hem kalp işin içine giriyor.
Sonuç mu? Asıl boykot, bencilliğe ve duyarsızlığa karşı yapıldığında anlam kazanıyor. Ve belki de bu hikâyenin bize anlattığı en önemli şey, hangi listede olursa olsun: dayanışma olmadan hiçbir şey değişmez.